| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | choke on f. | boğulmak | ||
|
It appears that the gentlemen have also choked on the paella of foreign policy. Görünen o ki beyefendiler de dış politikanın paella'sında boğulmuşlar. More Sentences |
||||
| Genel | choke on f. | genzine kaçmak | ||
|
Tom almost choked on his coffee. Tom neredeyse kahvesini genzine kaçırıyordu. More Sentences |
||||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | choke on (something) f. | (bir şey) boğazına takılmak | ||
|
I nearly choked on a fishbone. Balık kılçığı neredeyse boğazıma takılıyordu. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | choke on (something) f. | (bir şey) yüzünden boğulmak | ||
| Öbek Fiiller | choke on (something) f. | (bir şey) soluk borusunu tıkamak | ||
| Öbek Fiiller | choke on (something) f. | (bir şey) genzine kaçmak | ||
| Speaking | ||||
| Konuşma | may he/she/you choke to death on it! expr. | zehir zıkkım olsun | ||
